Dienstag, 25. September 2007

Wokta mantarli pilav

 

 

 

 

Selam,
bu yemegi birkac kez yapmistim, ben asya usulü yemekleri, daha cok makarnalarini cok sevdigim icin bu pilav yemegide cok hosumuza gidiyor. Hem hepsi bir arada sayilacak bir yemek bu bence, yani sebzesi ve pilavi birarada ve cok kolay ve pratik hazirlamasida. Ben bu güzel tarifi www.sweetkitchen.blogspot.com'dan aldim. Eger sizde orayi tiklatmak isterseniz bu yemek Kasim 2006 arsivinde bulunuyor.

Bugün burda hava cok güzel, günesli ve piril piril bir hava var disarida. Aksamlari artik ama bayagi soguk oluyor, hatta dün aksam cok yagmur da yagdi burda ama bugün yine böyle, bogazlarim agrimaya basladi benim bile. Bu havalar tam hastalik havasi. Dikkatli olalim hep beraber ama her zamanda benim olayimda oldugu gibi ise yaramiyor. Benim yine cok cenem düstü hadi bakalim gecelim tarifimize:

Wokta mantarli pilav

Malzemeleri:

2 su bardagi yasemin pirinci
4 yemek kasigi sivi yag (ben biraz daha fazla kullanmak zorunda kaldim cünkü taze mantar yagi hüp diye cekiyor)
3 - 4 dis sarimsak
400 gr ince ince dilimlenmis mantar
1 büyük kirmizi biber
1/2 demet taze sogan
3 - 4 kasik soya sosu
tuz, karabiber

Yapilisi:

1. Bir tencereye 3 su bardagi su ve 1 yemek kasigi sivi yag koyup kaynatiyoruz ve pirincleri atip dirice pisiriyoruz ve kanara aliyoruz.

2. Wok tavaya 4 yemek kasigi sivi yag koyup kizdiriyoruz, sarimsaklari ekleyip kokusu cikana dek ceviriyoruz.

3. Mantarlari ekleyerek yüksek ateste sularini cektiriyoruz suyu tam bitmeden biberleri ve yesil soganlari atip ceviriyoruz.

4. Pisirdigimiz pirinci de ekleyerek sebzelerle birlikte ceviriyoruz ve soya sosunu, tuz ve karabiber ekleyerek karistiriyoruz ve afiyetle yiyoruz.

Afiyet olsun!
Posted by Picasa

Montag, 24. September 2007

Kaffeeschnitten (Kahveli dilimler pastasi)

 

 

 

 

Selam arkadaslar,
bu aksam sagolsun kiz kardesime iftara davetliydik. Birde kendisinin de bugün dogum günü olmasi sebebiyle bende kendisine bir pasta hazirlamak istedim. Bu pastanin tarifini bir alman yemek dergisinden buldum. Yapim asamalari cok kolay ben hic zorlanmadim acikcasi.

Kiz kardesimin iftar menüsünü telastan resimleyemedim, ama güzel bir sofrada bulustu tüm aile. Anneme manti actirdik, biz kizlarda mantilari kapattik. Tam olarak üc pazi acti annem ve hepsi de bir güzel midemize dogru gittiler. Coktan beri cekiyordu zaten canim mantiyi.

Iftar menümüz söyle olusuyordu:

Sebzeli corba
manti
minik karniyarik
bulgur pilavi
brokoli-patates graten
karisik salata
kadayif tatlisi ve kahveli dilimler pastasi

Bu pasta cok bereketli cikti, büyük bir firin tepsisine pandispanyasini hazirladim ve sonradan kremasini sürdükten sonra tam olarak 16 dilim elde ettim. Benim gibi kahvenin kendisini pek sevmeyen ama kahve aromasinda tatlara bayilan biri olarak güzel bir alternatifti. Simdi tarifimize gecelim.

Kahveli dilimler pastasi:

Malzemeleri:

Pandispanyasi icin:

-4 yumurta
-250 gr seker
-200 ml soguk espresso kahvesi veya koyu instant kahve
-200 ml sivi yag
-1 portakalin kabuk rendesi
-300 gr un
-1 paket kabartma tozu

Kremasi icin:

-250 gr portakal receli
-600 ml sivi krema (ben sadece 400 ml kullandim)
-3 paket krema sertlestirici (ben 2 paket kullandim)
8 yemek kasigi instant cappuccino tozu, sekerli

Ayrica:

firin tepsisini yaglamak icin tereyag ve 10 gr cikolata kahve cekirdekleri

Yapilisi:

1. Firini 200 dereceye ön isitmaya alalim. Firin tepsisini tereyagla yaglayalim.

2. Yumurtalari sekerle birlikte krema haline gelene kadar cirpalim. Daha sonra icine espresso kahvesini, sivi yagi ve portakal kabugu rendesinide alalim ve bir güzel karistiralim.

3. Unu kabartma tozuyla karistiralim ve yumurtali karisima bir spatula yardimiyla yedirelim. Daha sonra hamuru yaglanmis firin tepsisine dökelim ve üzerini düzeltelim, zaten kendinden hamur düzeliyor tepsi icinde akiskan bir hamur oldugu icin. Firinda orta katta pastamizi 15 - 20 dakika pisirelim.

4. Pasta pistikten sonra firindan cikaralim ve sogutalim. Portakal recelini ince bir tel süzgecten gecirip inceltelim ve ardindan pandispanyamizin üzerine düzgünce sürelim.

5. Sivi kremalari krema sertlestirici ve 5 yemek kasigi cappuccino tozuyla beraber sertlesene kadar cirpalim. Pastamizin üzerine sürelim ve diger geride kalan 3 kasik cappuccino tozuylada üzerinde gezdirelim. Ben bu islemi un eleme aletimle yaptim. En son olarakta üzerine cikolatali kahve cekirdekleriyle süslemesini yaptim ve sogutmaya buzdolabina gönderdim. Servis yapmadan önce pastamizi 16 dilime ayiralim ve servise hazir hale getirelim. Hepsi bu kadar.

Afiyet olsun!
Posted by Picasa

Freitag, 21. September 2007

Ramazan etkinligi ile yufka kizartmasi

 

 

 

 

Selam arkadaslar,
bu mubarek ay icin özel bir etkinlik hazirlayan www.diyalogyemekleri.blogspot.com'dan sevgili Süheyla'ya burdan tesekkür etmek istiyorum. Ayni zamanda kendisine de kolay gelsin diyorum ve sabirsizlikla bekliyorum sonuclarini. Ben dünden beri biraz tereddüt yasiyorum nasil yapacagim, nasil yollayacagim diye. Hatta Süheyla'lada yardim icin bir mail atmistim, sagolsun kendisi hemen cevap verdi telasli mailime ve bakalim sonra nasil olacak yollayabilecekmiyim. Bu benim daha ilk etkinligim onun icin de ayri bir heyecan yasiyorum kendi icimde.

Ben bu etkinlige bizim Gümüshane'ye özgü bir tarifle katilmak istiyorum.
Aslina bakarsaniz bu bildigimiz tava böregi diyeceksiniz simdi aranizdan bazilari. Ben daha kendi cocuklugumdan hatirliyorum bu tavalar bizim köyde önceden bakirdandi ve her genc kizin ceyizindede bulunan önemli bir mutfak araciydi. Ben daha bugün annem'den gidip bu devasal boyutlardaki tavayi aldim. Anneminkide tabii ki bakirdan degil, o daha Türkiye'de bir kösede yatiyor. Bu tavayi babamlar birkac yil önce getirdiler Türkiye'den, bu tavanin ici teflon kapli ve calismasi daha kolay. Boyutlari büyük oldugu icin ben biraz zorlandim bu tavayla calisirken ama sonucta yine basardim sayilir. Bu tava benim ocagimin üstü cam oldugu icin tam oturmadi ocagin üzerine bende cevire cevire pisirmeye calistim.

Bu böregin yufkalarini galiba Temmuz'da annemle birlikte hazirlamistik. Bu özel bir Ramazan ayi hazirligi kapsaminda yapilan birsey. Annemler yufka, siron ve gözleme hazirladiydilar bizim burdaki komsularla beraber ve Ramazan'da kullanmak icin bir kenara aldiydilar. Gözlemeler buzlukta muhafaza edilebiliyor. Siron da yine yufkayi katlayarak kesilen bir sekli, bunuda kurutup sonra üzerine sarimsakli yogurt ve kizdirilmis yag ile servis edebilisiniz.

Bu arada, bu büyük tavalarin icinde sadece börek cörek degil de, bizim oralarda balik, kizartma, makarna kizartmasi hersey yapilabiliyor. Pratik olan kapagi ile börekleri alt üst cevirmek kolaylasiyor bu arada. Ben yine fazla uzattim galiba simdi tarife gecelim.

Yufka kizartmasi

6 tane kuru yufka
200 gr kiyma
1 sogan
sivi yag
tuz, karabiber, pul biber, kimyon
maydanoz

Yapilisi:

1. Ilk önce ise kiymamizi kavurmakla baslayalim. Kücük bir sogani rondodan gecirip tavanin icine biraz sivi yag ilavesiyle alalim ve biraz cevirelim. Daha sonra icine kiymalari da alip bir güzel kavuralim. Icine baharatlarida atip en son olarak kiydigimiz maydanozlari icine atalim ve karistiralim ve bir kenara alip bekletelim.

2. Daha sonra 6 tane kuru yufkayi bol soguk suyla muslugun altinda islatalim ve genis bir alana yayalim. Zaten suyun etkisiyle hemen yumusacik oluveriyor yufkalar. Benim yufkalarimda az buz kirilmalar meydana geldi ama önemli degil. Tavaya yufkalari alirken yamalaya yamalaya dösedim. Sizler isterseniz 3 katin arasina sadece kiyma koyabilirsiniz, benim ic harcim fazla kactigi icin ben 2 siraya bir sira kiymali harc koydum. Tabii ki, ilk sira yufkayi koymadan tavamizi yaglamamiz gerekiyor ve de son siranin üzerine de sivi yag gezdirmeniz gerekiyor yanmasin diye.

3. Tüm bu islemler tamamlandiktan sonra böregi altli üstlü cevire cevire pisirelim orta ateste. Ben dedigim gibi cevirmek icin genis capli tava kapagindan yararlandim ve kolaylikla pisirdim böregi.

Ben ilk defa kendi evimde yaptim bu börekten, anneme gittigimde annemde kendileri icin iftara peynirlisinden pisirmisti. Babam cok sever bu tür bizim oralara özgü mamalari onun icin. Bu tavalarla daha neler neler yapiliyor, ileride sizlerede daha genis baska tarifler de gösteririm insallah.

Denemek isteyenlere afiyet olsun diyorum ve cok güzel bir etkinlik olacagindan eminim, Süheyla'yada tekrar tesekkürler ve kolay gelsin diyorum.

Hoscakalin ...
Posted by Picasa

Donnerstag, 20. September 2007

Karisik sebzelerle misket köfteler

 

 

 

 

Selam arkadaslar,
bu aksam coktan beri yapmak istedigim bir yemegi sizlerle paylasmak istiyorum. Bu yemegin resmini gördügümden beri aklima düsmüstü diyebilirim. Herseyden önce cok güzel bir renk cümbüsü olusturan sebzelerle harika bir yemek. Yaninda da köfteler zaten daha ne diyebilirim. Bizim ailecek hosumuza gitti, esim önce biraz mirin kirin etti, kendisi pek fazla sebze tüketmez de ondan ama ondan sonra onun da hosuna gitti.

Kizim Elda zaten tam bir sebze delisi olarak tabagini silip süpürdü. Ben brüksel lahanasini dondurulmus olarak kullandim, hic olmazsa temizleme isleminden siyirmis oldum böylelikle. Havuclarimda dondurulmustu ama sizler arzunuza göre taze havucta kullanabilirsiniz. Köfteleri de kendi damak tadimiza göre türk usülü baharatlar katarak hazirladim. Tarifte sadece tuz, karabiber ve toz kirmizi biber diyordu. Simdi tarifimize gecelim.

Karisik sebzelerle misket köfteler

Malzemeleri:

600 gr brüksel lahanasi
250 gr havuc
350 gr patates
1 dal taze sogan
300 gr kiyma
3 yemek kasigi galeta unu
1 kirmizi sivri biber (ben aci olur diye sadece yarisini kullandim)
1 yumurta
tuz
karabiber
kirmizi toz biber
kimyon
köfte baharati
biraz limon suyu
sivi yag
2 kücük sogan
2 yemek kasigi tereyagi
500 ml sebze bulyon suyu
125 fr eksi krema (Crema fraiche)
biraz maydanoz

Yapilisi:

1. Brüksel lahanasini temizleyin, yikayin ve ikiye bölerek bir kenara alin.

2. Havuclari soyup arzu ettiginiz sekilde kesin.

3. Patatesleri soyup, yikayalim ve dörde bölelim. 1 dal taze sogani yikayin ve ince ince dograyin. Sivri kirmizi biberide ayni sekilde kücük kücük dograyin.

4. Kiymaya, taze sogani, kirmizi biberi, galeta ununu ve yumurtayi ve diger baharatlari da katip köfte gibi yoguralim. Köfte harcindan minik misket köfteler hazirlayip kizgin yagda her tarafindan kizartalim. Kizarttiktan sonra sicak tutarak bir kenara alalim.

5. Soganlari soyup yemeklik dograyalim ve iki yemek kasigi tere yagla birlikte tencerenin icinde soganlari öldürelim. Daha sonra icine brüksel lahanasini, havuclari ve patatesleride alalim ve biraz daha tencerenin icinde soteleyelim. Bulyon suyunu üzerine dökelim ve orta hararetli ateste 15 dakika kadar pisirelim.

6. Sebzelerimiz piserken biraz maydanozu dograyalim. Sebzelerin pisme süresi bittikten sonra icine eksi krema ile birlikte maydanozlari katalim, tuzunun biberini ayarlayalim ve icine birkac damla limon suyunuda ilave ettikten sonra biraz daha demlenmesi icin kapagini kapatalim. Bu arada benim maydanozum kalmamisti, ben sadece eksi krema ekledim bu asamada.

7. Yemek hazir olduktan sonra isterseniz misket köftelerini yemegin icine alabilirsiniz ya da benim yaptigim gibi yemeginizin üzerine birkac köfte oturtup servis yapabilirsiniz.

Afiyet olsun!
Posted by Picasa

Dienstag, 18. September 2007

Sobelendim ve severim oyunu

 

 

 

 

Selam arkadaslar,
birkac günden beri biraz dinlenme biraz ev isleriyle gidip geliyordum. Midem daha da iyi sayilir, ilaclara devam, bakalim ne olacak bu isin sonunda. Birsey bulunamadi yazmistim, doktorum sinirsel olabilir dedi. Tuhaf olan su ki, ne su an da bir stresim, can sikici bir olayim olmadigi. Hayirlisi diyelim!

Sevgili Fidan arkadasim beni gecen hafta sobelemisti, bende daha ancak simdi oyununa severek katiliyorum. Aslinda cok düsünüp tasindim buraya ne yazabilirim diye. Ama en iyisi fazla plan-proje yapmamak. Bugün dogru dürüst bir yemek yapabildim, diger günlerde hep benim icin uygun yiyecekler hazirlamistim. Iste bilirsiniz bol bol patates, haslanmisi, firinda pisirilmisi. Mideme en az sekilde yüklenmek istedim, gerci doktorlar özel bir perhiz filanda vermediler, normal yiyebilirsiniz dediydiler.

Allahim kimseyi yoklukla terbiye etmesin, söyle ki hastanedeki muayeneler icin nerdeyse bir gün ac kalmistim, o süre icinde yesil salatalardan mi, neler nelerden rüyalar gördüm. Yok iste cikinca hemen bundan sundan yiyecegim gibi seyler anlatip duruyorduk diger oda arkadaslarimla. Simdi bunlari düsündükce sadece tebessüm edip ne kadar sükretmemiz gerektigini düsünüyorum. Neyse ben aslinda oyunla ilgili yazacaktim yine roman yazdim rahatsizligimla ilgili hemen oyuna geciyorum.

SEVERIM OYUNU:

1)
Ben en basta yakinimda olan insanlarla baslamak istiyorum.
Benim icin en basta ailem gelir, annem, babam, kardeslerim, kardeslerimin cocuklari onlar benim icin hepsi birer birer degerli ve kiymetliler. Aynisi tabii ki esimin ailesi icinde gecerli, onlari hic ayirt edemem. Böyle genis bir aileye sahip oldugum icin gercekten cok sansliyim. Esimi unutmadan belirteyim onu saymama zaten gerek yok o benim diger yanim ve herzaman da yanimda olan bana en yakin insan. 10 yillik evliligimizde iyi günde kötü günde hep yanimdaydi ve her zaman da yanimda olacagini biliyorum, ve bu da cok güzel bir güven duygusu.
Bu ailenin icine dogup büyüyen 3 tane güzel yegenim var, resimlerde de gördünüz. Onlarin yeri benim icin apayri. Ilhan, Yasin ve Cagan aileye en son katilan kücük üyemiz. Cagan'imiz daha henüz 5 aylik, Yasin de bildiginiz gibi 1 yasinda, Ilhan ise onlarin abileri, kendisi ise 3 yasinda. Iyi ki onlar var, hayatimizi daha da renklendiren bu güzel cocuklarla eminim ki bizleri güzel bir gelecek bekliyor her acidan. En sevdigim seylerden birisi de ailemizin bayramlarda, hafta sonlarinda hep beraber olup bir araya gelip de yiyip icmeler. Babamin mangal tutkusu meshurdur zaten, yagmur camur farketmez balkonu büyük oldugu icin yagmur altinda bile dumanini tüttürür mangalin cocuklari birarada oldugu zaman.

2)
Simdi de gecelim daha baska neler yapmayi sevdiklerime.
En basta en sevdigim aktivitelerden tabii ki her bayanin bayildigi sey vardir o da alisveris. Malum, bir bayanin dogasinda olan birsey ve ona karsi gelmeyi de hic istemeyiz aslinda. Bazen gereksiz ve alakasiz seyler almis olsakda bunu hic kabul etmeyiz aslinda gereksiz oldugunu.
Hafta sonlari evden cikip ta güzel bir alisverisle noktalanan günün icerisinde bu günü yine disaridaki güzel bir yemekle sonlandirmak bana cok harika geliyor. Yanimda kizim ve esim olduktan sonra ben heryere giderim benim icin hic sorun degil. Kendim icin alisverise cikarim ama kendime birsey bulamadan dönerim, cünkü hep kizim icin bakarim herseye ve ona kolaylikla birseyler bulabiliyorum. Ben daha cok ev dekorasyonu, güzel desenli masa örtüleri, mumlar, vazolar, süs esyalari, nevresimler, battaniyeler vs. onlara bakmayi cok ama cok severim. Genel olarak güzel ve hos kokulu nesnelerden cok hoslanirim ve bolcada koleksiyon yaparim. Ara sira benim esimde bu tutkularim yüzünden bana sitem etmiyor degil tabii ki bu arada, bakiyor adamcagiz artik dolaplar götürmüyor esyalari. Ayrica bir de sevdiklerimi sizlerinde mutlaka sevdigi gibi güzel bir yemek masasinin etrafinda toplayip onlar icin güzel mamalar hazirlamak, misafir agirlamak, onlarin karsisina yine yeni denenmis bir pastayla cikmak benim icin vazgecilmez birsey. Ben bu pasta börek isini zaten en basta kendim icin degilde sevdiklerim icin yaparim. Yoksa öyle kendim düskün degilimdir pastalara. Aile büyük oldugu icin herzaman yaptiklarimi yedirecek birilerini bulabiliyorum ve buda beni mutlu ediyor.

3)
Her insan gibi bende güzel bir tatil yapmayi, monotonluktan uzaklasmayi, tertemiz mis gibi nevresimlerde uyumayi, cuma günleri isten eve dönerken otobanda arabanin icinde radyonun sesini bangir bangir acarak haftasonuma dogru, evime ve aileme dogru gelmeyi cok severim. Önümde onlarla olan o iki günün degerini cok iyi bilerek kullanmaya calisirim. Daha baska temizlikten sonra evin icini saran güzel ve mis gibi kokularin varligini severim. Ütüledigim camasirlarin güzel güzel dolaba yerlestirmeyi severim, ne kadar da fazla uzun sürmese yine ordan alip giyinmelerinin.
Daha ne olabilir? Kizimla ilgili herseyi severim onu belirtmeme zaten gerek yok. Onun mutlulugu benim mutlugum. Sanirim ben sadece sevdigim 3 sey degil de bayagi birseyler yazdim karman corman artik kusuruma bakmayin. Icimden öyle gecti ve bende dobra dobra yazmaya calistim.

Simdi benimde 3 arkadasimi sobelemem gerekiyor ve bende bu arkadaslarimi söyle sirasina göre yazmak istiyorum. Sobeledigim arkadaslarim bunlar: keskinlininmutfagindan Ayse'yi, kitchen o'clock'dan Nilay'i ve kayserimutfagi'ndan Fatma'yi.

Hadi bakalim arkadaslar sizlerede kolay gelsin diyorum ve hepinize güzel bir gün diliyorum.

Hoscakalin ....
Posted by Picasa

Donnerstag, 13. September 2007

Hayirli bir Ramazan ve ben yine döndüm

 

 

 

 

Selam arkadaslar,
nerdeyse bir hafta oldu yazmayali. Öncelikle tüm arkadaslarimin güzel ve huzurlu bir Ramazan ayi gecirmelerini temenni ediyorum. Ramazan ayi boyunca eminim bloglar daha da senlenecek, herkes en güzel iftar sofralarini hazirlamak icin birbiriyle yarisacak gibi geliyor bana. Ne mutlu bizlere tüm bu güzellikleri bir sene daha yasayabiliyoruz.

Kisa blogculuk gecmisimde fazla uzun bir ara vermeyi sevmeyen birisi oldugumu anlamissinizdir.

Aslinda anlatmakta istemiyordum ama gelen güzel tüm yorumlari görünce ve merak edildigimi anladikca ve hepsine bu seferlik teker teker cevap yazamadigim icin söyle bir aciklama getirmek zorundayim:

Ben gecen pazar günü gecesinden beri hastanedeydim. Söyle oldu, ben hani dogum günü hazirliklarindan bahsetmistim ya, onlar beni aslinda hicte yormadi, yoramadi. Kardesime dogru dürüst yardim bile edemedim Yasin'in dogum gününde. Gecen cuma kardesimle beraber Yasin'in dogum günü pastasinin pandispanyasini hazirlamak icin onlara gecmistim. Ama tüm gün basimda bir de basagrisi vardi ve bir türlü de gecmek bilmediydi. Neyse biz pandispanyayi hazirladik, ben de erkenden yine evime dogru gittim ve gece yarisina dogru midemde bir agri baslamaz mi bu sefer? Hem basagrisi birde mide agrisi biraraya gelince ben zaten cumartesi günü zar zor kalktim ayaga. Kardesime gecince bile midem de birsey yoktu ve daha dogrusu midem icin aclik veya tokluk farketmiyordu agri icin. Kardesimde izgaralar hazirlandi, yenildi, icildi, tüm aile beraber, ben de fena sekilde acikmistim ve normal bir sekilde yavas yavas yemegimi yedim, ama yarida birakarak kalktim masadan yine midemdeki agrilar azdigi icin.

Yemekten sonra sagolsun kücük kiz kardesim bana caydan önce sicak sekerli su hazirladi mideye iyi gelir diye ama hic de fazla bir degisiklik yaratmadi. Zar zor o günü bitirdik, pazar günü de kücük kiz kardesimin dogum günü oldugu icin benden pufidik pogacalarimdan hazirlamami rica etti benden, haliyle kendisinin kücük bir bebegi var ama kendiside üc tane pasta hazirlayacakti.

Zaten bir tek kendi ailesi ve de esinin ailesi davetliydi. Sözüm oldugu icin yine cok zor kalktim ayaga, halim yok, basim dönüyor bu sefer, midem ayni sekilde kazilmaya ve gerilmeye devam ediyor. Ac bir sekilde giristim pogacalara ve tam vaktinde yetistirdim pogacalari, hazirlanip ciktik yola diger kiz kardesimle. Bir tepsi daha yeni firindan cikmis pufidik pogacalarla. Elda ile Yasin kiyisindan kösesinden asirmayi basardilar pogacalardan yol boyunca.

Orda güzel eglendik ve vakit gecirdikten sonra yola koyulduk ama ben artik dayanamiycam dedim esime eve geldikten hemen sonra koyulduk hastane yoluna.

Hastanede beni acil servisteki bölgeye aldilar, orada ilk önce kalp filmi cekildi, belki kalpten kaynaklanan bir rahatsizlik olabilir diye, ama Allah'tan öyle bir durum yoktu. Durumu anlattim doktora ve kendisi bu gece burda kalmak zorunda kaldigimi söyledi bana. Pazartesi günü de midem icin gastroskopi yapacaklarini anlatti bana, mutlaka midenin icine bakmak sart dedi durumu anlayabilmemiz icin.

Ic hastaliklari servisine alindim, ondan önce kan aldilar tahliller icin vs. Hayatimda ilk defa tekerlekli sandalyeye binmis oldum bu arada, sagolsunlar yürümeyeyim diye güzel düsünmüsler dogrusu zaten basim dönüyordu.

Serviste bana birde agri kesiciyle birlikte serum takildi ve ben güzel bir uyku uyuyabildim. Pazartesi günü erkenden aldilar gastroskopi icin ama birsey bulamadik demezler mi bu sefer, artik sevin mi üzül mü bilmiyorum. Ama agrilar nerden geliyor onu bana anlatabilen yok.

Bu sefer de illaki tuturdular birde bagirsaklara bakalim diye belki orada birsey vardir diye, ama ben bu sefer cok fena halde korkmaya basladim, hem beni korkuttular birde insan kendi icinden ne oluyor ya, gercekten öyle birsey olabilir mi bu genc yasta diye süphelenmeye basliyor ve sonuctanda korkmaya basliyor dogal olarak.

Bu muayene icinde hemen bana imzalamam gereken belgeleri getirdiler, anlattilar ettiler ve sonunda beni razi etmeyi basardilar. Yok, iste siz uyuyacaksiniz ve hicbirsey hissetmeyeceksiniz gibi laflar döktüler.

Bu bagirsaklarin muayenesinin adi burda koloskopi diyorlar. Aman, Allahim kimseyi hasta etmesin. Ne zor bu doktorlarla ugrasmak takti mi takiyorlar. Beni koloskopiye hazirlamaya bir gün önceden basladilar, kahvalatidan sonra hic baska yemek yok sadece corba disinda, ona da corba denmez bulyon suyu denir. Ayni gün beni 2 litre ilacli bir sivi icmeye zorladilar, bende ictim mecburen bu müdahale icin gerekliymis ve bagirsaklari temizliyormus. Gece uykuda bile rahat yok, yine bir sürahi dolusu ilacla sabah 5'te basima dizildi hemsire bunuda icmelisin diye ama benim mide artik kabul etmedi ve olanlar oldu sonunda.

Bu müdahaledende birsey cikmadi Allahima sükürler olsun, ama o prosedürü hic kimsenin yasamasini istemem. Gerci hepsi bizim iyiligimiz icin ama yine de cok kötü. Babam hep söyle der: Allah bu Almanlara iman nasip etsin. Yine de hic üsenmeden oflamadan poflamadan hastalarin herseyiyle ilgileniyorlar ve insan gibi bakim yapiyorlar diye.

Bizim odada benden baska iki bayan daha yatiyordu ve hepimiz daha genctik birisi disinda, ama sabah özel olarak bir hemsire gelip soruyordu her sabah iste giyinmeye, elini yüzünü yikamaya yardim isteyen varmi diye. Bunlari yerine getiremeyenleri bebek gibi yikayip temizliyorlar yine de.

Simdi tüm bunlari yazdim, sakin ha Türkiye'deki arkadaslar nispet olarak anlamasinlar burda ne kadar iyi bir hizmet görüyüruz diye. Ben sadece ülkemizin ve buranin prosedürünü göz önüne sermek icin yazdim bunlari, gönül isterki yurdumun insanida tüm bu güzellik ve rahatliklari bilsin ve görsün ve sadece benim burda anlatmamla kalmasin.

Diyecegim, ben daha bugün ciktim hastaneden ve ancak hafta sonuna dogru tam olarak kendime gelebilirim herhalde. Bu arada Ramazan'in baslangicinida kacirdigim icin cok üzgünüm, büyük bir sevincle bekledikten sonra tüm bu olanlari hayira yormak lazim. Neyse, mide agrilarim cözülemedi ama simdi daha iyiyim ve ilaclara devam ediyorum. Insallah tam olarak düzelirim önümüzdeki zaman icerisinde.

Yoklugumda güzel yorum birakanlara ve beni de ayrica merak eden arkadaslarima sevgilerimi gönderiyorum. Merak edilmek güzel, hatta telefonda esime mesajlarimi okutturuyordum aksamlari.

Ben sizlere simdilik yeni bir tarif degilde Yasin'in dogum gününden karelerle veda etmek istiyorum. Yasin'in pastasi olurda Elda'nin olmaz mi. Zaten onun dogum gününde ailenin yarisi izinde oldugu icin ona da tekrar ben bir pasta hazirladim ve Yasin'le beraber yine mumlari söndürdüler ve bizler ailecek benim mide agrilarim disinda güzel bir gün gecirmis olduk.

Tekrar araniza dönmek cok güzel, yeni tariflerle yine hep beraber olalim ve kaynasalim diyorum ve simdiden sizlere güzel bir hafta sonu diliyorum.

Hoscakalin.....
Posted by Picasa

Donnerstag, 6. September 2007

Minik kiymali pideler

 

 

 

 

Selam,
bugün cok kosusturmali bir gün gecirdik kizimla beraber. Ilk basta bir yerde danisma randevumuz vardi, eh orayi hallettikten sonra kizimin iki aydan beri bekledigi disci randevusu vardi saat 17.30 da. Hic beklemeden siramiz geldi ama birde Elda'ya sorun. Süt disinin birinde cürük olusmustu onu temizletipte dolgu yaptiracaktik. Benim kizimi görseniz disci koltugundan nerdeyse ucacakti korkusundan.

Zar zor ikna ettim yardimcisiyla kizimi ona agri kesici igne yapmalari icin, gecen gittigimizde ignesiz dayanmisti temizlik calismalarina, ama bu sefer durum kritikti ve Allah'tan doktorunu zorlamadan igneyi kabul etti ve benim icin zor dakikalar basladi.

Bir taraftan kizimin agzinin icinde kocaman bir alet takildi ve bugünlük sadece gecici bir dolgu yapti doktoru isinin fazla süreceginden. Bir dahaki haftaya yine oradayiz bakalim o zaman ne olacak. Benim kizim bir taraftan benim elimi birakmiyor, benden güc almasini bende istiyorum ama alan zaten dar, doktor, yardimcisi ve ben iyi bir üclü olusturduk ve oturumumuz bitti bugünlük. Yavrumu öyle orda görünce benimde icim icimi yiyordu, aranizdaki anneler anlarlar. Her ne kadar igne olduysada tuhaf ve rahatsiz edici bir durum haliyle cocuk icinde.

Aslinda bakarsaniz ben doktorundan o disi almasini rica ettim, zaten cürüdü ve süt disi oldugu icin, ama yok Almanlar bunlari bile illaki bir türlü is yapacagiz diye onarmaya calisirlar. Cocugumada derdi acisi kaldi, doktor ayrica birde belki bir daha ki haftaya igneye filan gerek kalmaz dedi, o zamana kadar disin siniri ölebilirmis.

Su anda misil misil uyuyor Elda, onun icin zor bir gündü. Kizim gayretle dayandi ama yine de aglamadi bunun icin bende cok gururluyum. Agrisi sizisi olursada doktor bize agri kesiciler verdi onlardan kullanirsiniz diye. Hatta yemeklerden ve asagida tarifini verecegim pidelerden bile yiyebildi cünkü bu pideler harika yumusak kivamda oldular ve hicte sert degildiler.

simdi tarife gecelim, iki konu da biraz alakasiz ama siz aldirmayin bana, ben sadece biraz icimi dökmek istedim bugünkü zor dakiklardan sonra.

Bu güzel tarif sevgili Esra'ya ait daha dogrusu söyle sayfasinin adini vereyim size (www.büyüleyenmutfakkokusu.blogcu.com). Bu pideleri yapmayi coktan beri koymustum kafama, görüntüsündede belli oldugu gibi hamuru harika yumusak bir kivamda. Hem hamurla calisirken hemde pistikten sonra. Vallahi tam bize göreydi, hatta bu pidelerin ilk tepsisi annemlerle kiz kardesime nasip oldu. Erkek kardesim burdaydi bilgisayar icin ve onunla birlikte hem annemlere hemde yolunun üzerinde olan kiz kardesime yolladim ilk pisen tepsiyi.

Minik kiymali pideler:

Hamuru icin:

2 su bardagi ilik süt
1 paket yas maya (42 gr)
4 yemek kasigi seker
1 yemek kasigi tuz
1 tatli kasigi mahlep
3/4 su bardagi sivi yag

Kiymali harci icin:

400 gr kiyma
2 tane orta boy sogan
6 tane yesil biber
2 tane domates
1 yemek kasigi salca
bir miktar sivi yag
tuz, karabiber, pul biber, kimyon
3 dis sarimsak

Üzerine sürmek icin:

2 yumurtanin sarisi

Yapilisi:

1. Ilitilmis sütün icinde mayayi eritelim ve diger malzemeleride karistirip kulak memesinden daha da yumusak bir hamur elde edelim. Hamur yogurulduktan sonra yaklasik bir saat boyunca sicak bir yerde mayalandirmaya birakalim.

2. Hamurumuz mayalanirken kiymali harci hazirlayalim. Ben kiymali harcimi her zaman kavurarak hazirliyorum. Ne de olsa kiyma, benim icin pismisi daha makul ve saglikli.

3. Ilk önce soganlari rondodan gecirdim ve tavanin icine aldim. Daha sonra yesil biberlerin cekirdeklerini cikarttiktan sonra onlari da rondoya attim ve soganlarin yanina aldim. En son domateslerde rondodan gecirildi ve tavada yerini aldi.

4. Tavanin icine bir miktar sivi yag ekleyip ve de kiymayi da icine katip bir güzel kavurdum harcimizi. Daha sonra icine 1 yemek kasigi salcayi ve baharatlarida ekleyip bir kenara aldim.

5. Mayalanan hamurdan kücük bezeler koparip bir merdane yardimiyla istedigim büyüklükte actim ve üzerine kiymali harctan koydum, yanlarini ve uclarini kivirarak üzerlerine yumurta sarisi sürdüm ve firinda üzerleri ve altlari kizarincaya kadar pisirdim.

6. Pideler pistikten sonra onlari tepsiden plasik bir kabin icine aldim ve üzerine bir mutfak bezi örterek biraz daha yumusamalarini sagladim.

Bizim cok hosumuza gitti ve cabucakta tüketildi. Bu tariften benim yaklasik 3 tepsi pidem olustu ve bir tepsiye 6 tane geliyordu.

Yumusacik pufidik pideler icin denemenizi tavsiye ederim.

Sevgili Esra'ya da bu güzel tarifi bizimle paylastigi icin tesekkür ederim.

Afiyet olsun!
Posted by Picasa

Tatil hediyeleri

 

 

 

 

Selam arkadaslar,
son günlerde bir rehavet daha dogrusu annemlerin gelisiyle beraber bir rahatlamadan dolayi pek aktif degilim blogumla ilgili konularda. Ama azimliyim ve artik eskisi gibi devam etme karari aldim kendi kendime. Umarim uygulayabilirim. Hafta sonu benim kücük yegenim Yasin'in 1. dogum günü kutlanacak. Cuma günü kardesimle onun pastasini hazirlayacagiz.

Hafta sonu yine cok yogun olacagiz, cünkü cumartesi günü Yasin'in dogum günü var, pazar günü de en kücük kiz kardesimin dogum günü var. Bu sefer iki dogum günü catisti, Yasin aslinda yarin yani 06.09. tarihinde yasini dolduruyor ama ancak hafta sonu hepimiz toplanabiliyoruz is güc sebebiyle.

Simdi bir tarifle degil de annemlerin bizlere getirdikleri yine bogaz derdi amacli hediyeleri yayinlayip göstermek istedim sizlerede.

Beyaz tabaktakiler köme ve pestil oluyorlar. Bizim memlekete, Gümüshane'ye özgü bir tatli oluyor. Köme ve pestil dut pekmezinden yapiliyor. Bunlarin cesit olarak sucuklari da var. Burmali gibi olanin adi köme ve diger serit gibi kesik olanin adi normal pestil. Icinde seciminize göre ceviz ve findik kiriklari var. Benim esimden ancak bu kadarini kurtarabildim. Esim cok seviyor pestili, bana fazla tatli geldigi icin ben biraz mesafeli davraniyorum ne kadar benim memleketime has bir ürün olsa bile.

Osmanli receli ise esimin memleketi olan Karadeniz Eregli/Zonguldak'tan geldi, sagolsun kayinpederim yollamis bizlere. Osmanli cilegi yine sadece Eregli'de yetisen ve her yil ayrica bu cilek adina düzenlenen Osmanli Cilegi Festivalleri vardir Eregli'de. Festival zamani kentin icinde olaganüstü hal vardir, ben bir kez denk gelmistim tatilimiz esnasinda o insanlarin kalabaligina. Tüm cevre illerden bile her sene binlerce insan bu festival icin geliyorlar Eregli'ye. Bu festivallere yurdun en ünlü sanatcilari katiliyorlar her sene.

Bir diger resimde meshur Corum leblebisini görüyorsunuz. Babamlar Eregli'den dogru memlekete giderken almislar bu leblebileri yol üzerinden oradan gectikleri icin.

Ülkemizin mamülleri o kadar degerli bizim icin insan acmaya kiyamiyor ya gercekten, belki Türkiye'dekiler bana gülecekler simdi ama gurbette olunca öyle oluyor insan.

Annem ayrica Türkiye'den pazari kaldirmis getirmis buralara. Getirdigi patlicanlarla birlikte cumartesi günü harika bir güvec hazirladi bizlere, fotograf makinam yanimda olmadigi icin resimleri yok ama hala tadi damagimizda, ülkemizin sebzeleriyle hazirlanmis olan bu güvecin. Patlicanlardan bizimde payimiza düsen oldu. Daha onlarla ne yapacagimi bilmiyorum.

Kardesimin esinin memleketinden Trabzon'dan bu yilin mahsülü olan findiklar mi istersiniz, Türkiye'den ismarladigim baharatlar mi hepsi geldi. Getirenlere götürenlere burdan tesekkürler tekrar.

Daha birsey unuttum mu? Bir düsüneyim bakim? Hmm, su anda daha baska birsey gelmiyor aklima. Daha baska baska hediyelerde var ama onlari da yayinlarsam belki görgüsüz konumuna düserim onun icin simdilik bunlar geliyor benden.

Herkese güzel ve mutlu günler dilerim.
Posted by Picasa

Dienstag, 4. September 2007

Zebrakuchen (Zebra keki) ve muzlu pasta

 

 

 

 

Selam arkadaslar,
iki günden beri tarif ekleyemiyorum diye kendi kendime bayagi bir huzursuz oldum inanin. Insan bir alisinca sürekli devam edesi geliyor galiba bu blog islerine.

Cumartesi sabah saat dörtte annemler sag saglim evlerine ulasmislar, bizler tabii o vakit onuncu rüyamizdaydik, ancak sabah erken saatlerde haberimiz oldu gelislerinden.

Güzel bir tatil gecirip geldiler, onlar icin bol, bol bir moral depolamasi oldu. Kiz kardesimin kücük oglunu biz taniyamadik, yegenim Türkiye'deyken ilk iki hafta hic birseyi yokken son iki haftada agir ishalle bogusmus. Hatta bir aksam dogru hastanede almislar solugu bizimkiler, cocuk bayagi kötülesince. Yasin, yani yegenim öyle civil, civil neseli bir cocukkten, cumartesi günkü hali bizi cok korkuttu. Yollarda gelirken de cok cekmis cocukcagiz, kusma ve ishal yüzünden.

Üstüne üstlük birde ailem Kapikule'de 8 saat o kizgin günesin altinda beklemek zorunda kalmislar Bulgaristan'a dogru cikmak isterken. Anlayacaginiz anlatacaklari cok sey var, cok doluydular bir taraftan. Tatilin sonu niye böyle kötü oldu diye, ama elden birsey gelmiyor. Nicelerinin bile kücücük bebekleri, cocuklari hepsi hastaymis, basina günes gecenleri mi istersiniz, hersey varmis o kalabalikta.

Yasin'imiz bugün daha iyiydi, kardesim onu hemen bugün doktora götürdü ve ilaclarina devam edin demis ve atlatmak üzereymis zaten bizim boncuk. Kiz kardesim bile cocuk hasta oldugu icin izinden birsey anlamadim diyor. Istanbul'da zaten gündüzleri sokaga cikamiyorduk diyor sicaktan. Ancak aksamlari gezebilmisler.

Kendileri gerci tatillerinin 3 haftasini esinin memleketinde yani Trabzon/Sürmene'de gecirdiler. Oralarda yaniyordu diyorlar sicaktan. Bizim köyümüzde ise, yani Gümüshane'de bile herzaman gürül gürül akan sular gündüzleri kesik oluyormus. Ancak aksamlari su veriliyormus köye. Bunlar hic alisilmadik seyler bizim icin. Türkiye'deki kuraklik yurdun her yerinde kendini belli ediyor ne yazik ki. Bu ilerlemenin önüne nasil gecilecek hic bilmiyorum, ama aci gercekler ortada.

Simdi hafta sonu misafir trafiginden sizlere kiz kardesimin misafirleri icin hazirladigim pastalari gösteriyorum. Gösteriyorum diyorum birisi icin, cünkü o kadar basit ki bence, tarife gerek yok bile. Muzlu pastamin pandispanyasini gecenlerde yaptigim Milkatorte'nin tabaninin yarisi, o zaman taban bana fazla yüksek gelmisti ve bende ikiye bölüp digerini deepfreeze'de saklamistim acil durumlar icin. Iyi de oldu, cünkü hemen el altinda hazir sadece dondurucudan cikarttim üzerine de 4 - 5 tane muzu ikiye bölüp tabanin üzerine serdim ve onlarin üzerinede 2 kutu sivi kremayi cirpip güzelcene sivazladim. Üzerini de rende cikolata ve file badem ile süsledim ve pastamiz hazirdi bile.

Cok hafif ve güzel muzlu bir pastamiz olusmustu bile.

Diger kek yine bir Dr. Oetker tarifinden alindi. Bu kekin tarifini birkac kez bloglarde gezinirken görmüstüm, hareli kek diye bile aklimda kalmisti bu kekin ismi türk bloglarindan.

Bu keki hazirlamak da cok basit, kek hamurunu hazirlayip ondan sonra ikiye bölüyoruz ve birisine 2 yemek kasigi kakao ilave ederek tekrar karistiriyoruz. Bu kek cok güzel bir desenle cikiyor kestikten sonra karsiniza. En iyisi mi tarife gecelim:

ZEBRAKUCHEN (ZEBRA KEKI):

375 gr un
1 paket kabartma tozu
250 gr seker
1 paket vanilya sekeri
5 yumurta
125 ml ilik su
250 ml sivi yag (aycicek)
2 yemek kasigi kakao

Üzeri icin:
Ya sadece pudra sekeri veya pudra sekeri ve birkac damla limon suyundan hazirlanmis olan glazür

Yapilisi:

1. Firini 180 derece ön isitmaya ayarlayalim. Kek kalibimizi (26 cm) yaglayalim.

2. Unu kabartma tozuyla karistirip bir kabin icine eleyelim.

3. Diger geriye kalan tüm malzemeleri - kakao haric - kabin icine alalim ve ilk basta kücük devirde ve sonradan yüksek devirde el mikseriyle 2 dakika boyunca cirpalim.

4. Kek hamurunu ikiye bölelim ve diger hamurun icine 2 yemek kasigi kakao ekleyip tekrar karistiralim.

5. Sonra tezgahin üzerine kek kalibini alalim ve ilk önce 1 - 2 yemek kasigi normal hamurdan kek kalibinin tam ortasina dökelim. Bu asamada size ben söyle bir fikir vereyim, ben yemek kasigi degilde biraz daha büyük olan servis kasiklariyla yaptim bu islemi, böyle daha kolay oldu, yoksa yemek kasiglariyla cok ugrastirirdi. Normal hamurun tam icine veya üzerine kakaolu hamurdan dökelim ve her iki hamur da bitene kadar bu islemi devam ettirelim. Hamurlari dökerken öyle güzel bir desen olusuyorki ic ice gecen hamurlardan, harika diyorum.

6. Hamurlar bittikten sonra hemen firina verelim ve 180 derecede 50 dakika boyunca pisirelim.

Pistikten sonra kaliptan cikaralim ve kek izgarasi üzerine alalim ve sogutalim. Ben üzerine sadece pudra sekeri eledim, yukarida belirttigim gibi glazürde sürülebilir. Ama o zaman o güzelim desen pek belli olmazdi herhalde. Sizler kendi kafaniza göre takilin.

Afiyet olsun!
Posted by Picasa

Related Posts with Thumbnails

Hakkimda

Mein Bild
Merhaba! Cocuklugumdan beri baska insanlarin tencerelerinde neler piser veya buzdolablarinda neler neler var diye merak etmisimdir. Yakin oldugum insanlarin iste bu yerlerini de cekinmeden karistirmisimdir. Simdi ben büyüdüm, fakat meragim yine devam ediyor, bu yönümle de yine bir yanim cocuk kalmis sanirim. Simdi bu meraktan yola cikarak bende kendi mutfagimda sevdiklerim icin hazirladiklarimi kendi penceremden sizlere göstermeye calisacagim ve bu yolda hep birlikte ilerlemeye devam edecegim.

Benim Ayciceklerim

Benim Ayciceklerim

Follower

BLOG MANSET

Kategorilerim

Meine Blog-Liste